10 Nisan 2016 Pazar

Şizofrenin Dostu


     Hani yazmayacaktın... Dayanamadın değil mi? İki cümle, bir acı kahve yetti mi, kalemi eline almana... Bir de sabırlıyım dersin. Belki evet sabırlısın, ama hangi konularda, sabırlı olduğun kadar acelecisinde, insanların koşturmasından telaşından dem vururken kendi aceleciliğin hiç gelmiyor, gözünün önüne yaz hadi yaz ne saçmalayacaksın gene acaba...

     Yoksa gene kendine mi yürüyeceksin. Senin olmayan hayallere mi dalacaksın. Kendine hakaret edip bundan zevk mi alacaksın ne sövdüm be diyerek böbürlenecek misin. Gerçi hep sövüyorsun, ama icraat yok anca serzenişt, isyan, yakınma peki ne yapıyorsun. İsyanını bastırmak, yakınmamak için ne yapıyorsun. Küçük bir sevginin arkasına saklanmış kendini dağ delen Ferhat çöl aşan Mecnun sanıyorsun.

     Saklanmasaydın, o sevginin arkasına şimdi koca yürekli bir sevdan olurdu. Esrarlı gözlerin yerine... Adını duyduğunda sağır olan kulakların gördüğünde far görmüş tavşan gibi kalan gözlerin... Yüzünde acı verici bir mutluluk yerine kalbinde koca bir aşk yatardı.


Ne oldu, zoruna mı gitti söylediklerim... Gerçi dediğin gibi; Sevdiğini tırnak içinde sevdiğini bilmek zor değil mi?

Bir de cakas atarsın yok yere insan sevdiğinin mutlu olmasını ister diye mutlu olsana o zaman gül, gül sene gül hadi... Seni yalancı pislik söyledikleri ile yaşadıkları, düşünceleri ve duyguları birbirine karşı olan bilimde hayvan gerçekte insan hakikatte ruh olan varlık...

Ölmek mi istiyorsun... Yak bir sigara daha yak... Özledin mi kardeşlerini yüzünü unuttuğun kardeşini... Hakkını helal etmediğin tekrar görüşeceğiz dediğin kardeşini mi özledin. Nerede olduklarını düşünmeden yaşadığın aklına gelince üzüldüğün kardeşlerin.
Bir de bazen sadece yaşarız... Diyorsun değil mi sen, gerçi o da doğru bazen yaşıyorsun. Onun dışında hiç...

02:55 05.04.2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder